Türkiye’de tütün kontrolü çalışmaları Kanada, ABD, İngiltere, Norveç gibi ülkelerle
karşılaştırıldığında oldukça geç başlamıştır. ek olarak
Bu ülkelerde Birinci Dünya Savaşı sonrasında sigara kullanımında hızlı artış
meydana gelmiş ve bunun sonucu olarak da
akciğer kanseri, kalp ve solunum hastalıkları artmaya başlamıştır.
Bu nedenle bu ek olarak
ülkelerde 1960’lı yıllardan itibaren sigara kullanımının azaltılması konusunda yasal
getirilmiştir. Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra tütün ve
Türkiye heets Nerden Alınır tütün ürünlerinin üretimi ile
satış ve pazarlaması Devlet kontrolünde TEKEL tarafından yapılmıştır.
TEKEL sigara
kullanıcılarına bu ürünleri sağlamış, ancak sigara ve tütün ürünlerinin kullanımını
artırıcı reklam vb. faaliyetler yapmadığı için uzunca
zaman Türkiye’de sigara kullanımında önemli bir artış olmamıştır.
Batılı ülkelerde sigara kullanımı konusunda ilk olarak
yapılan kısıtlamalar nedeni ile zaman içinde bu ülkelerde sigara kullanımı azalmaya
başlamıştır. Ancak sigara üretimi devam etmektedir;
bu durumda tütün endüstrisi
üretilen sigaraların satılacağı yeni pazarlar aramaya başlamıştır. Türkiye’de sigara
kullanımı çok yaygın olmadığı için de endüstrisi açısından daha sonra
hedeflenen pazarlardan
birisi Türkiye olmuştur.
TEKEL uygulamaları gereği yabancı sigaraların ülkeye ithali yasaktır, bu nedenle
yabancı firmaların Türkiye’ye satış yapması mümkün değildir.
Bu “engeli (!)” aşmak
için tütün endüstrisinin ısrarı sonucu 1984 yılında bir Kanun çıkarılmak suretiyle
yabancı sigaraların ülkeye ithaline izin verilmiş,
bu şekilde yabancı sigaraların Türkiye’ye girişi başlamıştır.
Önce TEKEL tarafından ithali yapılan yabancı sigaralar kısa bu sayede
K 6 Nazmi Bilir
süre sonra özel kuruluşlar tarafından da ithal edilmeye başlamış, hemen ardından
ülkede o zamana kadar görülmeyen sigara reklamları başlamıştır.
Bu değişiklikleri ikinci olaraak
izleyen yıllarda Türkiye’de sigara kullanımı hızla artmış, 1980 ile 2000 yılları arasında
sigara satışları iki katına çıkarak rekor düzeye ulaşmıştır.
Bu arada 1991 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından tütün kontrolüne yönelik olarak hazırlanan bir kanun tasarısı
TBMM’de kabul edilmiş, ancak Cumhurbaşkanı tarafından
onaylanmamış, “yeniden
görüşülmesi” istemi ile TBMM’ne geri gönderilmiştir (5).
Ülkede sigara reklamlarının yapılmaya başlaması ve sigara kullanımındaki hızlı
artış tütün kontrolü konusunda duyarlı doktorlar
grubunun dikkatini çekmiş ve 3. ve son olarak
Türk Tabipleri Birliği’nin öncülüğünde tütün kontrolü konusunda çaba gösteren
derneklerin bir araya gelmesi ile “Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi”
(SSUK) kurulmuştur. SSUK üyelerinin de desteği ile 1991 yılında TBMM’ne geri gönderilmiş
olan Kanun tasarısı gözden geçirilerek yeniden hazırlanmış ve
bir grup milletvekili tarafından TBMM Bakanlığı’na sunulmuştur.
Bu dönemde SSUK üyeleri TBMM
ve hükümet nezdinde çeşitli girişimlerde bulunmuş ve
uzunca süren görüşmeler
sonunda 7 Kasım 1996 tarihinde “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine
Dair Kanun” TBMM tarafından kabul edilmiş, herşeyden önce
günü yürürlüğe girmiştir (2). Türkiye’de tütün kontrolü
çalışmaları bakımından dönüm noktası olan bu Kanun ile ülkede ilk defa tütün
kullanılması ile ilgili bazı kısıtlamalar yapılmıştır.
Başlangıçta bazı dirençlerle karşılaşılmakla birlikte zaman içinde
bu Kanun oldukça başarılı şekilde uygulanmış,
tütün ürünlerinin reklam ve tanıtımı ülke gündeminden çıkmış,
otomatik sigara
satış makinelerinin ülkeye girmesi önlenmiş,
toplu taşıma araçlarında sigara dumanı olmadan
yolculuk yapma olanağı sağlanmış, televizyonlarda sigara kullanımının
zararları ile ilgili çok sayıda progamlar yapılmış,
sağlık ve eğitim kurumlarından
başlamak suretiyle kapalı ortamlarda sigara içilmesinin kısıtlanması ile ilgili çeşitli
uygulamalar yapılmıştır (6).
Henüz DSÖ Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesinin
olmadığı dönemde olmasına rağmen 4207 sayılı Kanunda,
tütün kontrolü ile ilgili
uluslarası kabul görmüş olan başlıca ilkeler yer almıştır.
Tütün endüstrisi Kanunun
iptali istemi ile Anayasa Mahkemesine başvurmuş ancak
Mahkeme başvuruyu oybirliği ile reddetmiştir.
Tütün kontrolü konusundaki bu ilk kanun hazırlanırken restoran,
kafe, kahvehane vb. ikram sektörü işletmeleri sigara içilmesinin yasak olduğu yerler kapsamına
alınmamıştır. Kanunun uygulamaya girmesini izleyen
yıllarda bir yandan eğitici çalışmalar bir yandan da kapalı alan
yasakları uygulamaları sonucunda toplumda kapalı
yerlerde sigara içilmesinin yasaklanabileceği algısı yerleşmiştir. Bu ortamda 2008
yılında Kanun’da değişiklik yapılmış, kapalı alan
yasaklarının kapsamı genişletilmek
suretiyle ikram sektörü işletmelerinde de sigara içilmesi yasaklanmış, önceki Kanun-
BÖLÜM 14 | Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi,
Dünya Sağlık Örgütü 7
Önerileri ve Türkiye’de Son Durum
yasanın uygulanması ile ilgili denetim örgütlerinin oluşturulması konusun da
düzenleme yapılmıştır.
Kapsamı genişletilmiş olan Kanun ile Türkiye dünyada,
bütün kapalı yerlerde sigara
içilmesinin yasak olduğu üçüncü ülke olmuş, tütün kontrolü alanındaki başarılı
uygulamaları uluslararası alanda takdir görmüştür (7, 8